Karşılıklı iki kişinin yavaş hareketlerle ve müziğin ritmine göre yer yer çömelerek, ileri ve geri adımlar atarak aynı zamanda da kolları genişçe iki yana açarak oynadıkları bir Mardin oyunudur. Mardin yöresinin en sevilen oyunlarından biridir. Adını reyhan çiçeğinden almıştır. Çiçeğin çevresine saldığı hoş kokular insanoğlunun dans etmeye başlamasına ilham kaynağı olduğu düşünülmektedir. Somut Olmayan Kültürel Miras İl Envanterine alınmıştır. Geçmişinin 300 yıl öncesine gittiği tahmin edilmekte, eserin kime olduğu hakkında ise yeterli bilgi bulunmamaktadır.

Reyhani, sadece Mardin merkezde ve erkekler arasında, bireysel olarak, eller havada ve yere paralel, avuç içleri açık ve yukarıyı gösterecek şekilde tutularak, dizler yere çöke çöke oynanan bir oyun. Kolların havada ve avuç içlerinin açık ve yukarıyı gösterecek şekilde tutulması ise, “Allah’a yakarışın bir simgesi” olarak da kabul edilir.

Bu müzik; Endülüs, Arap, Süryani, Kürt ve Türk müziklerinin karışımlarından oluşan ve kaynağını bu kültürlerden alan bir müziktir.

Reyhânî, müziğini bugün  aslına uygun çalabilecek sanatçı hemen hemen yok denecek kadar azdır. Mardin’in yetiştirdiği keman virtüözü kemanî Tuma Tüfekçi ve kanunî İsmail Bilgiçoğlu en çok bilinen isimlerdir.

Reyhanî, Mardin yöresine özgü, sadece o yörede ve genellikle erkekler arasında icra edilen bir dans oyunu. Bu oyun, adını reyhan çiçeğinden alıyor ve geçmişi 300 yıl öncesine kadar uzanıyor olabilir. Oyunun kökenleri ve yaratıcısıyla ilgili kesin bilgilere ulaşmak zor olsa da, reyhan çiçeğinin yaydığı hoş kokuların dansa ilham verdiği düşünülüyor.

Dans, yavaş ve ritmik adımlarla ileri-geri hareketlerin yanı sıra çömelme hareketlerini de içerir. Bu hareketler, geniş kolların açılmasıyla birlikte yapılır. Reyhanî, Somut Olmayan Kültürel Miras İl Envanteri’nde yer alıyor, böylece Mardin’in en sevilen oyunlarından biri olarak kabul ediliyor.

Oyunun kendine özgü ritmi ve figürleri, Mardin merkezinde erkekler arasında bireysel olarak icra edilir. Eller yukarıya doğru açık, avuç içleri gökyüzünü işaret eder şekilde tutulurken, dansçılar dizlerini yere doğru çöker. Bu duruş, bir tür “Allah’a yakarış”ın simgesi olarak da yorumlanır.

Müzik, Endülüs, Arap, Süryani, Kürt ve Türk kültürlerinden esinlenerek oluşturulmuş bir karışımdır. Bu zengin müzik, Reyhanî dansının ruhunu ve hareketlerini taşıyan özel bir sestir.

Mardin’in yetiştirdiği keman virtüözü olan kemanî Tuma Tüfekçi ve kanunî İsmail Bilgiçoğlu, bu geleneği devam ettiren ve tanınmış isimler arasında yer alıyor. Bu değerli sanatçılar, Reyhanî’nin özgün müziğini yaşatma konusunda önemli bir misyon üstlenmiş durumdalar.